• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.68)
küçük prens - antoine de saint-exupery
antoine de saint-exupéry tarafından new york’ta bir otel odasında yazılan küçük prens yayımlandığı günden bu yana milyonlarca insanın kalbini fethetmeye devam ediyor. küçük prens’in yaşadıklarını anlıyor, kırgınlıklarına üzülüyor, söylediklerine hak veriyoruz. gezegenindeki çiçeğiyle pek anlaşamadığı için biraz uzaklaşmaya karar veren, yolculuğu sırasında dünya’ya da uğrayan küçük prens sahra çölü’nde bir pilotla karşılaşır. işte olan biteni de bu pilot anlatır bize. kimdir küçük prens, neden sürekli sorular sorar, çiçeğiyle neden anlaşamamıştır, gittiği diğer gezegenlerde kimlerle karşılaşmıştır ve neler öğrenmiştir? bu öyküyü dinlerken küçük prens’in yaşadıkları ve öğrendikleri sayesinde hayatımıza tekrar bakıyoruz ve yaşamı anlamlandırmada ‘ne kadar da büyüdüğümüzü” görüyoruz.


  1. beğendiğim ancak tıpkı kürk mantolu madonna gibi fazlasıyla abartıldığını düşündüğüm kitaplardan biridir. elimde özel bir baskısı var üstelik. (cem yay. çev: cemal süreya)

    yani tamam biri çıkar küçük prens hayatımın kitabı der anlarım, bir başkası çıkar kürk mantolu madonna hayatımın kitabı der anlarım ama herkes mi yahu? şimdi bana sakın çünkü güzel kitap bir okuyup da gel demeyin. kitaplarla aram baya baya iyidir ve ikisi de benim için overrated kitaptır.
    başka bir örnekle açıklayayım: pek çok kişi de tutunamayanlar' a hayatının kitabı der. tutunamayanlar kitabı ilk çıktığında büyük eleştiriler almıştır. sonrasında değeri anlaşılan bir eser olmuştur lakin dönemin eleştirmenleri bile bu kitabı anlamazken sen ilk okuyuşta mı anlayıp hayatının kitabı yaptın tutunamayanları? altı çizilen ve twitterda paylaşılan cümle sayısının fazlalığı bir kitabı iyi yapmaz.
    ben kimin ne beğeneceğine karışamam. isterse bu ülkedeki tüm kızlar küçük prens, tüm erkekler tutunamayanlar fetişisti olsun ilgilenmem hatta mutlu olurum bu kadar okuyan insan var diye, ama ben çıkıp küçük prens kitabını eleştirdiğimde yani abartıldığını söylediğimde bana kitaptan anlamıyormuşum muamelesi yapılırsa şalterlerim atar. istisnaları vardır, gerçekten edebiyatla ilgilenen, iyi kitaptan anlayan biri de küçük prens hayranı olabilir. o kitapta kendinden bir şeyler bulmuştur, herkes için sıradan olan detay onun için çok özeldir filan dolayısıyla anlarım bunu ama her kız küçük prens diyor, kürk mantolu madonna diyor, her erkek tutunamayanlar diyor. abartıyorsunuz dediğimde de ben kitabı anlamamış ilan ediliyorum. kimse kusura bakmasın da tutunamayanlar' ı anlayabilecek bu kadar insan olsa bu ülkede şu an çok başka yerlerde olurduk.
    o fetişizm boyutlarında sevdiğiniz küçük prens' i kaç farklı çeviriden okudunuz bunu bir sorun kendinize? içinde geçen ve çok tartışılan ''astığı astık kestiği kestik türk lider'', ''atatürk'', ''otoriter bir lider'', ''bir diktatör'', ''devrimci bir lider'' tanımlamalarından hangisine denk geldiniz mesela siz? yani bir kitabın hayranı öyle kolay olunmuyor sevgili kitap severler. okuduğunuz kitapları hele ki küçük prens gibi, kürk mantolu madonna gibi, tutunamayanlar gibi, yeni hayat gibi kitapları okuduktan sonra da bir araştırın önce, sonra anlayıp anlamadığınızda karar verin, hayran olun.
    yok siz 'ben bir kitaptan ne anlıyorsam odur, kim ne karışır?'' diyenlerdenseniz o zaman dostoyevski, suç ve ceza' da herkesin anlamasını istediği neleri anlatmış ki bu kitap hukuk fakültelerinde ders kitaplarından önce okutulur? diye sorarım size.
  2. bu sıralar kitabın tekrar popüler olmasının nedeni yayıncıların durduk yere kitabı gazlaması filan değildir. bir sitenin üyesi kitabı değerlendirirken böyle bir yorumda bulunmuş, altına yorum yazıp çok da seviyeli bir dille anlattım ama paylaşımı silmiş nedense.

    efendim yazarlarının ölümlerinin ardından 70 yıl geçtikten sonra telif hakkı meselesi ortadan kalkar. bu yüzdendir ki pek çok yayınevi(abuk subuk yayınevleri bile) dünya klasiklerini çatır çatır basarlar. kitabın yazarı antoine de saint-exupéry 1944 yılında öldü yani 2014 yılında 70 yıl dolduğundan telif durumu ortadan kalktı dolayısıyla kitabın daha önce türkçe yayım hakkını eline alan ancak sonra süresi dolunca baskı yapmayan yayınevleri, ellerindeki çevirileri kullanarak kitabı tekrar bastılar. türkiye' de yayım hakkı mavi bulut' taydı. zamanında cem yayınları, can yayınları(cemal süreya-tomris uyar çev.) bu kitabı dilimizi çevirmişlerdi hatta ben baya para verip cem yayınları' ndan çıkan çevirisini satın almıştım bir sahaftan. son yıllarda yayım hakkı mavi bulut' da olduğundan elinde cemal süreya-tomris uyar gibi iki ismin çevirdiği nüshayı bulunduran can bile basamıyordu bu popüler kitabı. şimdi o telif hakkı ortadan kalkınca yayınevleri -ki başta can olmak üzere- basmaya başladılar kitabı durum bundan ibaret. cemal süreya ve tomris uyar gibi özellikle günümüzde bir halta benzemeyen edebiyat dergileri ve internet kültürüyle yeniden popüler(!) olmuş kişiler tarafından yapılmış bir çeviriyi elinde bulundurup da basmamak zaten aptallık olurdu. yani durum popüler kültürün bir oyunu, reklam furyası filan değil. kitabın basılma sebebi telifin ortadan kalkması.

    kitaba gelince de benzerlerine kıyasla bana göre iyi kitaptır ama çok abartılır.